Psikoterapinin öncü isimleri Türkiye Psikoterapi Zirvesi’nde buluştu. 28-29 Nisan 2018 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi, Davutpaşa Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirvede, Rukiye Hayran, ‘‘Beş Aşamada Psikoterapi ve Transkültürel Yaklaşım’’ konu başlığıyla yaptığı sunumla yerini aldı.
Pozitif kavramı pozitum’dan gelmektedir ve mevcut, var olan anlamlarına gelmektedir. Psikoterapide çoğu zaman danışanlar geldiğinde onların negatif taraflarına, problemlerine odaklanılmaktadır. 1968 yılında Nossrat Peseschkian tarafından kurulan Pozitif Psikoterapide ise problemlerin ardındaki yetenekleri anlamaya ve ortaya çıkarıp onların tedavide kullanışlı hale getirilmesine odaklanılmakta ve bunun evrensel olduğuna, insanın kendi içerisinde ana katmanlar halinde görülmesi gerektiğine vurgu yapılmaktadır.
Denge (Balance) Modeli; insanın bir denge içinde olması gerektiği ve bu dengenin bozulmasıyla problemlerin ortaya çıktığı noktasından hareket etmektedir ve bu model, içinde yaşanılan toplumdan da etkilenmektedir. Günlük hayatta herkes travmalarla karşılaşmakta, bunların bir kısmı geçiştirilebilirken, bir kısmı insanı derinden etkilemektedir. Peseschkian hayatı etkileyen, dengeyi bozan en önemli unsurun, travmanın kendisi kadar travmaya verilen anlam olduğunu savunmaktadır.
Yaşam 4 boyutuyla ele alınmaktadır: Beden, başarı/beceri, ilişkiler ve gelecek/hayal dünyası. Bu dört boyutta kişinin değerleri ve hayata verdiği anlam gözlemlenmektedir. Kişinin probleme yüklediği anlamla beraber duyguları, hormonları ve dolayısı ile bedeni etkilenmekte ve bu süreç bağışıklıklar ve psikosomatik rahatsızlıklarla devam etmektedir. Pozitif Psikoterapiye göre; beden, çevre ve süreç hayatı belirleyen temel faktörlerdendir ve bu temel faktörleri kişinin kapasitesi, yetenekleri ve hayata verilen ve hayatta bulunan anlam etkilemektedir. Bu kuramın en temel özelliklerinden birisi de insanın kendisine yardım etmesi ve birisine muhtaç olmadan hayatı sürdürmesine yardımcı olmasıdır.
3 Temel Prensip
1. Umut ve insanın pozitif kavramsallaştırması: Her insan, problemlerin çözümünde umut beslemekte ve bu, problemin çözülmesinde yardımcı olmaktadır.
2. Denge prensibi: Çatışma dinamikleri ve çatışmanın içeriğine odaklanıldığında problemi çözmek için bir kapı aralanmış olmaktadır.
3. Konsültasyon prensibi
Peseschkian’a göre; “İnsanın en önemli iki özelliği sevme ve bilme yeteneğidir”. İnsanın birincil kapasitesi sevmek, ikincil kapasitesi ise bilmektir. Bu en temel iki yetenekten de diğer yetenekler gelişmektedir. Nasıl severiz? Nasıl seviliriz? Nasıl öğreniyoruz? Nasıl öğretiyoruz? Sadece bunlara bakılarak bile bir problemin çözümüne başlamak mümkündür. Gerçek kapasiteler ilişkinin kurulmasını ve yürütülmesini sağlamakta ve duygusal bağ kurulan rol modeller üzerinden geliştirilmektedirler. İkincil kapasiteler ise daha görünürdür; dürüst olmak, hakkaniyet, adil olmak gibi ve ikincil kapasiteler, birincil yeteneklere ulaşmayı kolaylaştırmaktadır.
Enerjinin büyük bir kısmı ilişkilere yatırılmakta, bu da bedende, başarıda, gelecek planlarında sorunlara yol açmakta ve çatışmalarla karşılaşılmaktadır. Peseschkian, bunları mikrotravmalar olarak adlandırmakta ve ağaçkakanın ağacı küçük küçük delmesi gibi, mikrotravmaların da insanın hayatında sorunlara yol açtığını belirtmektedir. Siz de bir sorunla karşılaştığınızda hastalanıyor musunuz, kendinizi işe mi veriyorsunuz, hayallere mi dalıyorsunuz kendini gözlemleyerek ayırt edebilirsiniz.
Pozitif psikoterapi, beş aşamalı bir yöntem sunmaktadır. Şimdiye kadar kişinin yapmadığı şey tespit edilmeli ve öncelikle onun anlaşılması gerekmektedir.
Psikoterapi Sürecinin Beş Aşaması:
1. Gözlem ve Mesafe: Bu aşamada pozitif gözlem çok önemlidir ve danışana umut verilmektedir.
2. Envanter Aşaması: Yaşamla ilgili denge, çatışma ve geçmiş yaşantılara, problemlerin nasıl çözüldüğüne bakılmaktadır.
3. Durumsal Cesaretlendirme: Kişinin şimdiye kadar neleri başardığına odaklanılmaktadır. Bu aşama, problemi çözmek için kişiyi hazırlama aşamasıdır.
4. Bu aşama, problemin nasıl çözüleceğine dair bir aşamadır ve psikoterapötik teknikler kullanılmaktadır.
5. Hedeflerin Genişletilmesi: ‘‘Bu problem olmadığında hayatınızı nasıl hayal ediyorsunuz?’’ sorusuna odaklanılmaktadır.
Birçok rahatsızlıkta insanlar problem olmadığında hayatlarının nasıl olacağını hayal edememektedir ve psikoterapi sırasında bu hayal onlara sunulduğunda hayal edebildikleri kadar ilerlenebilmektedir. ‘‘Karanlığa kahredip durmaktansa, karanlığa bir mum yak!’’. Psikoterapide yakılan bu mumla hayal kurulmakta, daha sonra o, hayal dünyası olmaktan çıkartılarak mutluluğa giden asansörü aramak yerine, merdivenlerin nasıl çıkılacağını gösterilmesine çalışılmaktadır.
Bu yazı Rukiye Hayran’ınTürkiye Psikoterapi Zirvesi’nde‘‘Beş Aşamada Psikoterapi ve Transkültürel Yaklaşım’’ konu başlığıyla yaptığı sunumdan derlenmiştir.
Sümeyra Hafızoğlu